3 büyüğün 1 koludur kendileri... Nicholson, Pacino ve zat-ı muhterem.. En güzeli de, bu üçlünün karşılaştırılamayacak olması, çünkü çok farklı oyunculukları vardır her birinin.. Diğerlerine göre farkı, De Niro aktörlük hayatının en önemli işlerini aynı yönetmenle çıkarmıştır. Mean Streets, Taxi Driver, en başarılı performansı Raging Bull, Goodfellas, Casino... Godfather'a ucundan kıyısından bulaşması da süper olmuş kanımca. İtalyan mafya geleneğinin ve yüzyıl sinemasının en önemli üçlemesinde 'İtalyan Amerikan' De Niro olmasa olmazdı. Ayrıca aynı karede hiç olmasalarda Al Pacino'yla da ilk ortak yapımı (10 yıllar sonra Mann onları dandik bir restoranın küçük masasında karşılıklı oturacak ve 2 efsanenin kozlarını paylaşacakları bu unutulmaz sahneye "motor" diyecektir) olması açısından da Godfather 2 önemli bir köşe taşıdır bence, De Niro'nun filmografisi için. Son yıllarda önüne gelen role "okey" demesini yadırgamakla, "haddimize mi düşmüş" demek arasında gidip gelsem de, oynadığı en dandik filmdeki karaktere bile renk vermesi onu eleştirmekten alıkoyuyor beni.. Ve ben onu en iyi performanslarıyla hatırlıyorum hep, son olarakta "Men of honor"daki Chief Billy Sunday karakteriyle... |
Wednesday, February 2, 2011
De niro denir o'na!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Her zaman sarhoş olmalı. Her şey bunda: Tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken zamanın korkunç ağırlığını duymamak için, ...
-
Ben de önce "araba" diye okudum valla. "0ooo" dedim "Cronenberg, Ballard, Julia Ducournau, Titane.. Hmm..." de...
-
80'ler sonunda yavaş yavaş kadınları, onların şahane kıvrımlarını dışardan, utanarak keşfettiğim günlerdi. Ergenliğin ilk basamakları......
-
5 çocuklu memur ekonomisiyle yaşayan bir ailenin son çocuğuyum. Benden önce doğan 3 kız ve 1 erkek çocuğu var. Annem ve babam, 3 kız çocuğu...
No comments:
Post a Comment